Sevmek karşı tarafı özgür bırakmaktır...

Eğer sevdiğiniz her kimse, veya her neyse - ki bunlar sevgiliniz, eşiniz, çocuğunuz, eviniz, işiniz, pozisyonunuz, arabanız bile olabilir – o kimseye veya o nesneye vurgulu bir “benim” sözcüğü ile başlıyorsanız, bu arzularını doyurmak olan egonun oyunlarından biridir. Ondan bir şeyler bekleniyorsa, beklentisi karşılanmayan ego stres içerinde olacaktır. Beklemek, istemek kadar devamlı vermek de, fedakârlık yapmak da aynı derece aldatıcıdır.
Fedakâr
sözcüğüne dikkatlice bakarsanız, bir şey feda edip arkasından kâr etme
düşüncesi yatar... Bir kişi devamlı birine bir şeyler verir, iyilik yaparsa bu
kişi borçlanır, bunu doğrudan hissetmese bile bilinçaltından kendini bu borcun altında
ezildiğini hissetmeye başlar.

Eğer sevdiğiniz her kimse, veya her neyse - ki bunlar sevgiliniz, eşiniz, çocuğunuz, eviniz, işiniz, pozisyonunuz, arabanız bile olabilir – o kimseye veya o nesneye vurgulu bir “benim” sözcüğü ile başlıyorsanız, bu arzularını doyurmak olan egonun oyunlarından biridir. Ondan bir şeyler bekleniyorsa, beklentisi karşılanmayan ego stres içerinde olacaktır. Beklemek, istemek kadar devamlı vermek de, fedakârlık yapmak da aynı derece aldatıcıdır.
İlişki, karşındakine kendisi olma fırsatı verirken,
birbirini besleyici nitelikte, dengeli olmalıdır. İşte bu denge ve karşılıklı
besleme durumu ortaya çıkarsa ilişkiler sanki bir birliğe dönüşür, hayat yolunda kaderler ortak paydalarından
nasibini alırlar...
Sevmek karşı tarafı özgür bırakmaktır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder