Bazı erkek çocuklar daha ilkokulda kızlarla daha iyi
anlaşmaya daha fazla dostluk yapmaya başlar. Cinsel olarak da kızlardan hoşlanan
bu tipler çok fazla erkek arkadaşa sahip değildir. Buna gerek var mıdır? Ya da
bu bir sorun mudur?
Bir erkek bir kadınla
daha fazla erkek, bir kadın bir erkekle daha fazla kadındır. Evet bu
doğrudur, ancak her iki cinste olan eril ve dişil enerji bir süre sonra
karışarak dengeye gelerek her iki cins için sıkıntı çıkarmaya başlar. Kadın
daha sosyal olduğu için kadınların olduğu ortamlarda dişi enerjisini kolaylıkla
depolar. Erkeğin de benzer şekilde erkek arkadaşlarına ihtiyacı vardır.
Seni seviyorum adamım
isimli filmin kahramanı Peter, yeni nişanlanmış
bir emlakçıdır. Doğru düzgün bir erkek arkadaşı olmadığı gibi, iş hayatında ve
kendini ifade konusunda problemleri vardır. Annesi ile arası da ekstra iyidir. Tüm
bunlar tek duruma işaret etmektedir: Babadan eril enerji alamamasıdır. Babası
diğer oğlu ile arkadaş gibidir. Tek arkadaşı ise yıllarca aynı şirkette
çalıştığı arkadaşıdır.
Peter için tek yol kalır; kendi bir şekilde arkadaş
bulacaktır. Bir çok yol dener, başına komik olaylar gelse de, o yılmaz ve
sonunda tam ihtiyacı olan kişiyi bulur. Onu testesteron
hormonu ile tanıştırır. Gerektiğinde savaşmasını veya kaçmasını, bağırmayı, hakkını
aramayı, bazen dayak yemeyi... Daha da önemlisi almayı öğretir... Onun evi Peter
için erkekliği keşfettiği bir yer haline gelir.
Başlarda Peter’daki bu değişiklikler nişanlısının hoşuna gider
ancak giderek derindeki dinamik sarsılmaya başlar. O alan, Peter veren, o
baskın, Peter pasifti. Dolayısıyla onun da kendini yeni duruma adapte etmesi gerekiyordu...
Aşkın içine düşülen
çukurdan ancak böyle çıkabilirlerdi...