Geçmişin tüm hayatını etkiler. Zihin geçmişi genlerle geleni
kendi deneyimlerine kadar ve geleceğe yansıtır. Bizi hayatta tutmak ve en az
enerji harcayarak yaşamı idame eden bir mekanizma inşa eder. Bu durumda; otomatik
pilotta yaşayan herkes için hayat geçmişin etkisi ile devam eder. Zihinde yerleşmiş
tüm duygu ve düşünceler yaşamı belirler. Tüm suçlu genlerimizin sahibi
atalarımız ve bizim deneyimlerinizin tam göbeğinde olan ebeveynlerimizdir.
Oysa tüm bu olanlara başka bir bakış açısı ile bakmak mümkün müdür?
Not Alone filminin
kahramanı Roy’un hayatı babasının aileyi
terk etmesi ile allak bullak olmuştur. Bu da yetmezmiş gibi erkek kardeşi vefat
eder ve bu durumdan kendisini suçlar. Bu suçu paylaşacak birini aramaktadır.
Babasının gitmesine annesi sebep olmuş olabilir. Bu geçerli bahanedir. Annesi
babasının evde kalmasını sağlasaydı kardeşi de belki hayatta olacaktı. Annesine
olan öfkesinden dolayı hakaretler yağdırdıktan sonra Roy kendini sokakta bulur.
Yolda çantasını da çaldırdıktan sonra Roy’un cebin 200 doları ve
kıyafetlerinden başka hiç bir şeyi kalmaz.
Gecelediği parkta onun gibi evsiz bir kızla tanışır. Gitar
çalıp şarkı söyleyen bu kız, benzer durumda olmalarına rağmen bu tanıştığı
kişinin değişik görüşleri vardır. Bir çöp tenekesini bile sorgulamaktadır.
Lakin silindir şeklinde bir tarafı açık metal bir kutuya ‘çöp tenekesi’ olarak
isimlendiren insanlıktır. Herkes de bu bilgiyi doğrudan kaydeder. Bir süre sonra
sorgulanmadan doğru ve gerçek olarak kabul edilir. Elbette çöp tenekesi bizi
derinlemesine etkilemez ancak psikolojik duygu ve düşünceler, inançlar bizi
oldukça derinden etkiler.
Roy, bakış açısını değiştirmeye başladığında fark eder ki,
kardeşinin babası o değildir. Kendi babasının yüklerini taşımaktadır. Kardeşi
de fiziksel olarak olmasa da ruhu her zaman onun yanında. Yapması gereken ise
yaşayarak kardeşini onurlandırmak... Ve yaşama, kaderine evet demek!