13 Aralık 2023 Çarşamba

Please Give

Annesi ona hiçbir zaman yirmi dolar vermemişti, kendi istediği kıyafetleri de almıyordu, ancak yolda rastladığı bir dilenciye yirmi doları vermekle kalmıyor, manevi olarak da ihtiyacı olan insanlara yardım etmeyi kafaya takmıştı. Onunki basit bir yardımdan öteydi; sanki bir bağımlılık gibi yardımseverdi. Kendi kızına veya eşine değil – yardıma muhtaç olduğunu düşündüğü insanlara.

Anne ve babası komşularının evini almışlardı; oysa dairenin eski sahibi olan huysuz yaşlı anneanne ölmek bilmiyordu sanki. Küçük torunu ile yaşıyor, torunu onun her ihtiyacını karşılıyordu. Mesleği de hemşirelik ve bu mesleği severek yapıyordu. Ablası ise güzellik uzmanı güzel bir kadıncı. Kardeşinin aksine, o anneannesine kötü davranıyor ve fazlaca destekte bulunmak istemiyordu. Öfkesi kişiseldi, annesinin erken ölümün sonra anneanne onlara bakmıştı. Öte yandan o hep aksi biriydi.

Babası ise bu büyük abla ile flörtleşiyordu. Hiç hayatında yapmadığı bir şeydi bu. Buna sebep olan karısının başkalarına düşkünlüğü ve artık arkadaş gibi olmaları olabilir miydi? Bilemiyordu. Tuvalete bile beraber giriyordu anne-babası… Ne olursa olsun babası onu daha çok anlıyordu. Yine de babasının böyle bir ilişki yaşamasını istemezdi.

Onu en çok rahatsız eden durum ise gerçeklerin söylenmiyor oluşuydu. Burnunda korkunç bir sivilce bile çıksa hiç belli olmuyor diyerek sözüm ona moral veriyordu. Kızının kendini şişman hissetmesine aldırmıyor, kıyafet seçimlerinde kızına tam aksi fikirler söylüyordu. Annesinin onu görmesine ve olduğu gibi kabul etmesine ihtiyacı vardı. Oysa annesi ticarette kazandığı paradan bile rahatsız oluyordu. En sonunda kandırdığını düşündüğü bir müşteriye fazladan para bile vermişti.

Annesine kızgındı; ne babasının yanında bir eş, ne de onun için bir anne oluyordu. Sadece dünyadaki aç ve muhtaçlara kafayı takmış bir şekilde onlara yardım etmeye çalışıyordu. Bunun bir dengesi yok muydu? Öncelik sıralaması olması gerekmez miydi? Kendisi, babası, kızı ve sonra muhtaçlar gelebilirdi belki… Ayrıca annesi verdikçe tükenmiyor muydu? O kimden alacaktı? Yoksa tüm bunlarda yanılıyor muydu?