“Bir kişinin içinde
tüm dünya vardır. Bakmayı ve öğrenmeyi bilirsen, kapı önünde ve anahtar
elindedir. Anahtarı ya da açacağın kapıyı senden hiç kimse sana vermez.” Jiddu
Krishnamurti
Başarılı bir şekilde mezun olmuş, ülkenin en iyi
okullarından birinde okuyordu. Her şey yolunda gidiyor olmalıydı. Herkes onu
takdir ediyordu. Ancak bu koşullu mutluluklar onun sevme ve sevilme ihtiyacını
karşılamıyordu... Bir şeyler yanlış gidiyordu. Kendinden nefret ediyor.
Kendinden nefret ettiği için daha da çok nefret ediyordu. O kadar dayanılmaz
bir hale gelmişti. Basit bir mutsuzluk değildi bu; her sabah cehennemde gibi
hissediyordu. Son çarelerden biri olan elektro-şok tedavisini denemeyi bile
düşündü. İntihar düşünceleri bile sıradanlaşmıştı...
Depresyon onun için bir uyanma çağrısı mıydı? National Geographic
kanalında Peru’lu şamanları duymuştu. Birden kendini Peru’da buldu. Şamanlar ve
tüccarlar sarmıştı etrafını. Ruhsal dünya da gerçekten yol gösteren kişilerle,
kendilerini kutsal biri görenler ve sahtekarlar birbirine karışmıştı.
Bazen hatırlıyordu. Son derece prestijli meslekleri olan anne
ve babası ise bir yerlerde yanlış yapmıştı. Niyetleri iyi bile olsa, kendisi
için çizdikleri yolun dışı renkli ancak içi boştu... Kendi bildikleri doğrular
ile yetiştirmeye, biraz da rekabetçi ve hırslı olmaya yönlendirmeye
çalışmışlardı. Oysa bunlar işe yaramıyordu.
Öfke, ifade, üzgünlük ve nihai kabul... Olan her şeyi olduğu
gibi kabul etme ve artık farklı yapma zamanı. Eskiden çok daha güçlü hissediyordu.
Artık hissedebiliyordu; acıyı, üzüntüyü, coşkuyu... Eve dönme ve öğrendiklerini
uygulama zamanı gelmişti. Dünyayı yönetmek için burada değildi, önemli birisi
olmak için burada değildi, kendinden çok daha büyük bir şeyin küçük bir parçası
olduğunu görebiliyordu. Bunu bilmek fazlasıyla özgürleştiriciydi. Sonunda içinde
huzurlu bir köşe bulabilmişti. Çözüm her zaman onun içindeydi...
“Şaman, dünyaya baktığında baktığı her maddenin ruhunu da görebilen kişidir. Baktığı her şeyde hayatı görür, vücudumuzun içinden kendine yol açan bir zeka görür, taşların, ağaçların, gökyüzünün içinden, tüm evrenin içinden yol açan bir zeka. İnsanın anlayabileceğinden ya da kavrayabileceği her şeyden çok daha büyük bir zeka...”