26 Şubat 2016 Cuma

Kätilö - Wildeye


Her çocuğun yaşamaya haklı vardır. Annesi ve babasını kim olursa olsun? İlişki ne şekilde olmuş olursa olsun her çocuğun yaşamaya hakkı vardır. Bu onun kaderidir, bu onun bu yaşamda gerçekleştirecekleri için bir imkandır. Kader ve kaderinin ötesinde her şeye bağlıdır, her şey de ona bağlıdır... Bu durum her birey için de geçerlidir. Her bireyin görülmeye ve ait olmaya haklı vardır...

Bunları söylemek veya onaylamak genelde kolaydır... Ama önemli olan bu bakış açısını zor zamanlarda korumaktır. Olayların arkasındakini görebilmek ve kabul etmektir... Özellikle de insanlığın en zor zamanlarında, en kendini unuttuğu zamanlarda. Zihnin ayrımcılığa dayanan düşünce tarzı karşıtlıklar ve anlaşmazlıklar oluşturur. Kalbin sesi duyulmaz olur. Sosyal yapılarda bu dinamik kolektif bir hal alır ve tartışmalar savaşlara dönüşür... İnsanlık tarihinde artarak devam eden savaşların zirvesi olarak değerlendirilen II. Dünya Savaşı bekli de insanlığın dibe vurduğu ve tekrardan kalbinin farkına varmaya başladığı bir dönüm noktasıdır.


Kätilö (Wildeye) filmi Finlandiya’lı bir ebenin yaşadıklarını konu alıyor. Alman askerler ve Finlandiyalı kadınlardan olan çocukların doğumuna yardım eden Helena, bir yandan da bu çocukların öldürülmesine şahitlik eder. Tüm bu duruma ve savaşın şartlarına rağmen Alman bir asker olan Johannes’e aşık olur ve onu takip ederek bir toplama kampına gider. Belki de en acımasız deneylerden birinin yapıldığı bir yerdir burası. Kampın komutanı tüm olanları insanlığın iyiliği için yaptığına inandırmıştır kendini.

Bu sırada Rusların Finlandiya ile yaptığı anlaşma ortalığı karıştırır. Bu karışıklık içerisinde kendilerine bir kulübe bulan Helena ve Johannes’in arasındaki ilişki derinleşmeye başlar.


Tüm bu olayların sonucunda ortaya çıkan acılar, düşman, babası belli olmayan çocuklar dışlanırlar. Artık herkes onları unutmak ister... Dışlanan her birey, daha sonraki nesillerde temsil edilecektir. Konu affetmek veya olaylara sempati ile bakmakla ilgili değildir. Sadece olanları olduğu gibi kabul edip, arkadaki bilinmez ve sonsuz güçlere saygı göstermek... 
İşte geçmişi geçmişte sevgi ile bırakmanın ve özgürleşmenin yolu budur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder