Yaşadığımız acı dolu deneyimler ve travmalar sırasında, acı
dayanılmaz ise ve özellikle de kaçmanın veya savaşmanın mümkün olmadığı
durumlarda, beynimiz bizi hayatta tutmak adına, son şansını kullanır ve donma
tepkisi verir. Bu durumda acılı bölüm ayrıştırılır... Karşılığında ise bir “hayatta kalma parçası” ortaya çıkar...
Bu parçamız iyi ve kötü değildir... Amacı bizi hayatta tutmaktır. Kimi zaman
aşırı neşeli, kimi zaman güçlü, kimi zaman bilge, kimi zaman da yaratıcıdır...
Öte yandan, olayın yaşandığı yaşta kalan bir parça veya parçalarımız
vardır. Bu parçalarımız benzer
durumlarda tetiklenir ve birden bire bir çocuk, kurban veya tepkili bir kısım
çıkar ortaya...
Bu parçalar çoğaldıkça ve derinleştikçe, parçalanmış
kişilikler ortaya çıkar... Dönem dönem bazı kişilikler kontrolü ele geçirir...
Bazen kişilik parçalarımız farklı farklı özellikler gösterirler. Birisi hasta
iken, öteki çocuk ve bir diğeri ise sanatçıdır... Biri çocukluk çağında kalmış
bir parça, diğeri ise her şeyi kontrol etmek isteyen ve kontrolü daha güç bir
kısım olabilir... İleri aşamaları ise kişilik bozukluklarına kadar gidebilir.
Birçok farklı kişiliğin, farklı psikolojik ve fizyolojik
özellikleri olması, zihnimizin ne kadar manipülatif olabileceğini kanıtlar
niteliktedir. Artık bilimsel olarak da ispatlanmaya başlandığı gibi, bir çok hastalığın
kökeninde zihinsel duygu ve düşünceler yatmaktadır. Diğer bir gerçek ise
atalardan taşıdığımız genler ise bize ait olmayan duygu ve düşünceler sayesinde
beynimizin kodlanmasıdır. Güzel haber ise şudur: Epigenetik, bu genlerin kişinin bakış açısını ve anlayışını
değiştirdiği zaman açık veya kapalı konuma geldiğini gösteriyor...
Beyinden ibaret olmadığımıza göre, 'kişilik' beynin ürettiği anlık tezahürlerden başka bir şey değildir.
Anlayışı derinden değiştiğinde, artık beyin kontrolü
bırakır... Parçalarımız ise birer hediye olarak oradadır. Hakikat ise her zaman
iyileştiricidir. Reddettiğimiz yönümüzü görmeye başladığımızda büyümeye,
olgunlaşmaya başlarız. Tüm parçalar kendi özellikleri ile birleşir ve
tamamlanma gerçekleşir. Daha önce reddettiğimiz veya kendimizi fazlaca
özdeşleştirdiğimiz kısımlar ise artık sadece biz istediğimizde devreye girer.
Gerçekten muazzam bir paylaşım olmuş. Araştırmalar sonucu elde edilen yoğun bilgi ve şahsına münhasır bir anlatımla paylaştığınız bu yazı için teşekkür ederim. Güçlü kaleminizin hiç susmaması dileklerimle. Saygılarımla. Vesselam...
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Sil