1 Haziran 2013 Cumartesi

Yeşil Alanlar?


Nüfus artışı ve büyük şehirlere göçle beraber, yeşil alanlar süratle binalara ve alışveriş merkezlerine dönüşüyor. Tüm bu değişim sebep olanlar, bindikleri dalı mı kesiyor? Yeşil alanların hayatımızdaki etkisi nedir? Bilim ne diyor bu konuya?

New York’daki Central Park’ı bilmeyen yok gibidir. En azından Hollywood filmlerinden fazlasıyla aşina olduğumuz bir park. Parkın arazisi incelendiğinde değeri paha biçilmez; bu özelliklerde ve bu kadar değerli başka bir arsa, Amerika Birleşik Devletleri'nin tamamında olmadığı söyleniyor.


New York gibi kalabalık bir şehirde emlağın ne kadar değerli olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Buna rağmen 5 Mayıs 1851’de Belediye Başkanı Ambrose Kingsland, kamuya açık bir parkın bu büyüyen şehir için en önemli ihtiyaç olduğuna karar veriyor. 
270,0000 ağaç ekilerek 20,000 kişinin çalışması sonucunda Central Park yapılıyor.1850 yılında şehrin bütçesini 3 katı miktarda olan 10 milyon dolar harcanıyor.
“Central Park” 1859’da açılır ve şehrin enerji ve güzellik sembolü olur. Ancak bundan fazlası vardır. New York’daki yaşam beklentisi 82’ye yükselir, bu Japonya ile aynı seviyedir. Central Park’ın bu konuda katkısının büyük olduğuna düşünülüyor.


Psychological Science dergisinin yaptığı araştırmaya göre yeşil alanların varlığı, mutluluk düzeyini artırıyor, depresyonu azaltıyor ve hayattan alınan tatmini olumlu yönde etkiliyor. 1991’den 2008’e kadar her yıl tekrarlanan araştırmada, 5,000 hane halkına üç kategoride sınıflandırılmış sorulardan oluşuyor: 
Sağlık/Mutluluk, Tatmin Seviyesi ve Çevredeki Yeşil Alan Miktarı...


Araştırma, bunun dışındaki tüm faktörlerin aynı tutulduğunu kontrol ediyor; gelir düzeyi, eğitim, suç oranı, ev boyutları vs... Sonuçlara göre hayattan tatmin oran %25 oranında bir artış gösteriyor. Bu çok tatminkar bir oran. Daha uzun evlilikler ve daha az işsizlik oranları da cabası... İşte bu yüzden New York gibi stresli ve büyük bir şehrin, yaşam beklentisi bu kadar uzun olabiliyor. Mutlu ve huzurlu insanları daha uzun yaşadıkları da yarı bir gerçek.

Yeşil alanları yok edip, kim, ne kazanıyor? Birbirinden hiç bir farkı kalmayan alışveriş merkezlerine bu kadar ihtiyaç var mı Bir zamanlar bahçeli evlerini bırakıp apartmana taşınanlar şimdilerde bahçeli ev hayalleri kuruyor... 

Ayrıca, mutsuz, depresyonda ve işsizlik oranı artmış olan bir toplumun ekonomisinden ne kadar sağlıklı olur?  Yeşil alanların daha yoğun olduğu bir şehrin uzun vadede ekonomisi de daha kararlı olacaktır... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder