Neyi bastırırsanız karşınıza o çıkar.
Özellikle Hristiyanlıkta papazların Tanrı’ya yakınlaşmak
için münzevi hayata çekilip, basit bir hayat yaşadıklarını izleriz. Bir çoğu bu
yolculuğa özümseyerek, Tanrı’yı ve Evren’i anlayarak değil, başkalarından
öğrenerek, başkalarını takip ederek yapmaya çalışmaktadır. Paraya, cinselliğe,
mevkiye olan istekler bastırılır. Oysa sık sık ortaya çıkan cinsel taciz
skandalları bu tip sözüm ona din insanlarının nasıl yanlış bir yolda olduğunu
ortaya çıkarır. Diğer iki konu olan para ve itibar için de benzer durumlara
rastlanır. Elbette taciz kadar sansasyonel olmayan bu iki konu bazen göz ardı
edilir.
Grâce à Dieu –
Yüzleşme isimli yapım, erken yaşlarda bir papaz tarafından taciz edilen erkek
çocuklarının günümüzdeki hikayesine dayanıyor. Yıllar boyunca sessiz kalan bu
erkekler, daha fazla dayanamayarak seslerini çıkarmaya başlar. Özellikle de
tacizci papazın hala görevinde olması onları daha da tetiklemektedir.
İşin ilginç yanı, çocukların genellikle bu tip olayları
yıllarca sır olarak tutmasıdır. Öncelikle utanç
duygusu bu olayın etrafını sarar. Cesaret edip birine söyleyenlere sıklıkla
yalan söyledikleri veya yanlış anladıkları varsayılır. Yıllar geçtikçe bu tip
olayların yeniden açılmasına tepki gösterenler bile çıkar. Zaten kanunlar 20
seneyi aşkın vakaların dava edilemeyeceğine kanaat getirmiştir. Basına
duyurursanız dine karşı bir kampanya gibi algılanma tehlikesi ile karşı karlı
kalınabilir. Oysa sırlar artık açığa çıkmak ister, lakin bu travmatik anılar
hala tap tazedir. Tüm bu erkekleri de etkilemektedir.
İçinizdeki neyi görmek istemezseniz hayatınıza onu size
gösterecek kişileri hayatımıza çekmeye devam ederiz.
Cinsel tacize maruz kalmış her kurbanın yaşamı ciddi
derecede zedelenmiştir. Çoğunun ailevi problemleri, güven eksikleri
bulunmaktadır. Muhtemelen de geçmişlerinde sağlam bir baba figürünün eksikliği
olabilir. Kimisi evlenmiş, kimisi bekar kalmıştır. Ancak işin net bir tarafı
şudur: Ya kendileri gibi kurbanlar seçmişlerdir (benzer geçmişi paylaşan), ya
kendilerine bir kurtarıcı (muhtemel ebeveyn rolünde) bulmuşlar ya da son
seçenek olan kendileri de onlara bu
olayı gerçekleştiren failler gibi yapmaktadırlar... Bu son durum belki de en
zor olanıdır. Kendileri de şiddet uygular veya tacizci olurlar.
Çözüm nedir? Çözüm failin af dilemesi ve kurbanın onu
affetmesi midir? Kesinlikle hayır... Bu onların arasındaki uçurumu daha da
derinleştirir. Çözüm herkesin olanı olduğu gibi görmesi, anlamasıdır.
Kurbanların onurlandırılması, faillerin kendilerine düşen sorumluluk/ceza neyse
yüklenmeleridir. Ancak bu şekilde anılar güveni bir şekilde kütüphanedeki
yerini alır, içimizdeki çocuklar büyür...
“Onu affedersen onun kölesi olursun, sonsuza kadar...”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder