“İnsanlığınıza erişmek için, insanlıktan ne kadar çıkmak gerek?”
İnsanların arasındaki ayrım giderek artıyor. Mağaralardaki
yaşam tarzımız mağazalarda yaşamaya başlayınca oldukça değişti. Sahip olmayı
öğrenen insanlık için ayrımın temelleri atıldı. Belki hayatta kalmak için uğraş
veriyordu atalarımız... Ancak avlanmak ve beslenmek dışındaki zamanda hayatın
tadını çıkarıyor olmalılar. Bu kadar uzak geçmişi tahmin etmemize bile gerek
yok. Ortak özellikler gösteren günümüzdeki kabileler ya da yüz sene önceki köy
hayatı da aşağı yukarı benzer bir yaşam tarzını gösteriyor bize. Hemen hemen
hiç sınıf ayrımının olmadığı, benzer gelir düzeyleri ile kilitsiz kapılar ve
güvenilir bir ortam. Doğa ve hayvanlar ile daha yakın ve saygılı bir yaşam.
Artık ebeveynler çocuklarını dışarıya tek başlarına
bırakmıyor veya bıraktıklarında korkunç bir endişe duyuyorlar. Zenginle fakir
arasındaki fark artarken, şehirde yaşayan insanlar birbirlerine yabancılaşıyorlar.
İş yerinde, sanatta, ilişkilerde ve hatta cinsel hayatta. Gelir düzeylerindeki
muazzam uçurum, en alt gelir düzeyindeki kişileri hırsızlığa veya zorbalığa
iterken, güven sarsılıyor ve kısır döngü arayı daha da açıyor. Dilenen veya
yardım isteyen insanlara dönüp bakmıyoruz bile. Bu kişi gerçek bir dilenci
olmasa bile. İş hayatında güvensizlikten dolayı, insanlar robot gibi
davranıyor, gerçek fikirlerini söylemek veya samimi geri-bildirim yerine,
olması gereken rollerini oynuyorlar.
Teknoloji ile yakaladığımız gelişim ve hakimiyet insanlığın
gözünü kör etmiş durumda. En büyük derdi güç
elde etmek olan zihniyet bunu para, pozisyon, unvan, ödül veya şöhret ile
elde etmeye çalışıyor. İnsanın zihnin yaratmaya çalıştığı sahte kimliğin
yükünden tek bir anda kurtuluyor; o da kendinden geçtiğinde. Eğlence mekanları,
tüketilen maddeler ve ismini bile hatırlayamadığı biri ile beraber olmak...
The Square isimli film son derece lüks
bir müzenin yöneticisinin iş yerinde ve özel hayatında yaşadığı krizi konu
alıyor. Meydan yardım dilenen insanlara bozukluğu olmadığını söylerken, Tesla
arabasına binip papyonu ile dolaşan, kendini üstün gören bir yapısı vardır.
Yaşadığı olaylar onun biraz daha duyarlı olmasını sağlayacaktır.
İnsanlığı hatırlamak için daha ne kadar insanlıktan çıkmak
gerekiyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder