Daha dün gibiydi. Ellerini tutuşu, gazını çıkarması, onu
öpüp koklaması... Babasının oğluydu. Büyüdükçe onunla bir çok şey paylaşmaya
başladı. Müzik dinliyor, sörf yapıyorlar, eğlenceye gidiyorlardı. Sonrasında
boşanmıştı, beş yaşındaki oğlu onunla başka bir şehirde yaşıyordu. Yeni eşinden
olan çocukları ile hepsi kocaman bir aile olmuştu. Her şey yolunda gidiyordu.
Oğlu kullandığı masum gibi gözüken maddeleri bile onunla paylaşıyor ve bir
arkadaş gibi o da oğluna eşlik ediyordu.
Oysa durum göründüğü gibi değildi. İşin derecesi hiç onun
anlattığı gibi masum değildi. Bir kaç yıldır ciddi madde bağımlılığı oluşmuştu.
Nasıl bu noktaya geldiğini düşünüyordu? Çevresindeki bütün baba-oğuldan daha
yakın sanıyordu kendini. “Neden, neden?” diye soruyordu kendine. Oğlu ise hep babasını
hayal kırıklığına uğradığını düşüyordu. Özellikle de üniversiteye gitmediği
için...
Nerede hata yapıyordu? Onunla arkadaş gibi olmuştu hep. Son
derece yakın... Belki onun babaya ihtiyacı vardı? Küçük yaşta annesinden
ayrılması sorun mu olmuştu? Gerçekten bilemiyordu. Ne çabuk geçmişti zaman?
Daha dün onu şarkı söyleyerek uyutuyordu. Ona onu her şeyden daha fazla sevdiğini söylüyordu. “Her şey... Her şey...”
Bu onların vedalaşma ritüeli olmuştu. Onu her şeyden fazla sevmek belki de ona
fazla sorumluluk yüklemek anlamına mı geliyordu? Bilemiyordu artık. Çıldırmak
üzereydi. Oğlu ellerinin arasından kayıp gidiyordu. Yoksa fazla kontrolcü
olmuştu? Boşanmanın, annenin ortalıklarda olmamasından dolayı ortaya çıkan
durum telafi etmek için aşırı kontrolcü
mü davranmıştı? Emin değildi, ancak oğlu onu bu konuda suçluyordu. Kontrolcü
olmasının ardında neler yatıyordu? Kontrol güven arayışı demekti. Güven arayışı bir zamanlar korktuğunu veya hiç güvende hissedebileceği bir ortamı olmadığı anlamına geliyor olabilirdi. Şimdi kendisi hakkında düşünmek istemiyordu. Tek derdi oğlunu kurtarmaktı. Onu yetiştirme konusunda başarısız olduğunu görmek onu hem üzüyor hem de öfkelendiriyordu. Bazen eski karısına bazen oğluna bazen de kendine yükleniyordu.
Bir gün oğlunun evden çekip gittiği bir gün onun defterini
buldu; son derece depresif çizimler, cümleler vardı bu defterde... Geçilmemesi
gereken çizgi çoktan aşılmıştı:
“Kullandıkça, utanç duyacağım şeyler yapıyorum ve daha çok kullanıyorum, böylece yaptıklarımla yüzleşmek zorunda kalmıyorum. Geriye dönüş çok uzakta bir yolculuk gibi görünüyor.”
Hiç çaba göstermiyor değildi. Bir çok kere bırakmayı
denemişti. Hatta bir keresinde bir seneyi aşkın bir süre temiz yaşamıştı.
Ancak yine aynı noktaya dönüyordu. Bir grup konuşmasında şunları söylemişti: “Annem harika, babam harika. Benimle gurur
duymalarını istiyorum.” Bu saçma bir cümleydi. Onunla gurur duymak için hiç bir
koşula ihtiyacı olduğunu hissetmiyordu. Sadece oğlunu geri istiyordu. Belki de
artık ona bebek bakıcılığı yapmayı bırakması gerekiyordu. Son eşi ve çocukları
da bu durumdan etkilenmeye başlamıştı. Artık bir şeyler değişecekti. Bu konuda
yazacak ve insanlara ilham olacaktı. Oğlunun bambaşka bir konu için söylediği
bir cümleyi hiç unutmayacaktı:
“Bunu senin için yapıyorum baba.”
Duygusal bir film sanırım.
YanıtlaSilDoğru; duygusal ve trajik...
Silİzlediğim veya izlemek isteyeceğim eserleri paylaşıyorsunuz. Telepatik güç nereden kaynaklanıyor olabilir?
YanıtlaSilBize gerekli olanı, niyet ettiğimizi hayatımıza çekeriz. Her şey her zaman birbirine bağlıdır. Şans ve tesadüf değildir hiç bir şey...
Sil