Bir şekilde belleğinizde bir arıza olduğunu düşünün ve
sadece belli miktarda anıyı zihniniz tutabiliyor. Yeni bir anı için eskisini
silmek zorundasınız. Hangi anıları tutardınız? Sizi üzen, korkutan,
öfkelendirenleri mi? Yoksa sizi mutlu eden mi?
Next Gen filminin yeni robotunun belleği bozulur ve kısıtlı
anılar ile her akşam belli anıları silmeye zorlanır. Oysa en iyi arkadaşı Mai ile hiç bir anıyı silmek istemez.
Robot için bile çok basit olmayan oldukça karmaşık bir durumdur
bu. Hafızamız ne işe yarar ki? Pratik olarak beynimiz en önemli görevi bedeni
hayatta tutmaktır. Bunu yapabilmek için kullandığı önemli bir bilgi merkezi
deneyimlerimizle oluşan anılardır. Temel altı duygumuzun sadece bir tanesi
olumludur. Hayatta kalmak için mutlu olmak değil, güvende olmak gerekir. Biyolojik
olarak beynimiz maceracı olmaktan ziyade endişeli bir tiptir. Önce tamamen
güvende olmak ister. Dolayısıyla bizi korkutan ve üzen anılar önceliklidir. Bu
fiziksel olarak bizi bazı tehlikelere karşı korusa da, psikolojik olarak zarar
vermeye başlar.
Hafızanın diğer bir özelliği ise epozodik yani hikayesel
hafızanın, her anımsanışında ufak ufak değişmesidir. Duyguya bağlı olarak daha
dramatik veya daha olumlu hatırlamaya başlayabiliriz. Oysa bizi derinden
yaralayan olaylarda acı fazla olduğu için duygu merkezi ile anıların depolandığı
ve bir anlamda işlendiği neo-korteks arasındaki bağ kesilir. Korteks aynı
zamanda sözcüklerin merkezidir. Yaşanan ağır duygular ham halde bekler ve
sözcüklerle de ifade etmek zordur.
Robotumuzun en iyi arkadaşı Mai’nin anne ve babası, o henüz
çocukken tartışıp dururlar. En sonunda futbolcu olan babası evi terk eder. Bu
yetmiyormuş gibi kısa bir süre sonra babası bedenen bu dünyadan ayrılır. Anne
kendini teknolojik oyuncaklara verirken, Mai görülmeyen bir çocuktur. Daha
sonra asi bir ergene dönüşmeye başlar. İç dünyasındaki öfke, dışarıdaki
çekişmeler ve şiddet olarak yansır. Robot ise onu hayatta tutan parça gibidir. Mai
de babası gibi futbol oynamaya bayılır.
Robot silahlarını sevgi dolu anılarına tercih eder. Sevgi,
yeni bir yol bulmuş ve hayat yeniden akmaya başlamıştır...
Sevgi her zaman bir yolunu bulur. Ben silmek zorunda olsam sadece mutlu anlarımı seçmezdim. Mutlu anlar da sıkıntılı anlarım da bana ait. Sadece mutlu anlar, mutluluğun farkını ve güzelliğini hissettiremez ki, o zaman mutluluktan bahsedilebilir mi?
YanıtlaSilAnılar ne olursa olsun "benim" diye sahiplenildiğinde olumlu veya olumsuz da olsa o anıya tutunma tehlikesi ortaya çıkabilir. Olan ne varsa olduğu gibi bırakıp yeniye yer açmak an'da yaşamanın yani gerçekten yaşamanın anahtarı... :)
Sil