6 Aralık 2021 Pazartesi

Kimyasal Kalpler

 

“İnsan en çok ergenlik döneminde yaşadığını hisseder. Beyninize hayatınızı upuzun bir hikayeye dönüştürebilecek kimyasallar hücum eder. Cumartesi akşamını tek başına geçirmek sonsuz bir yalnızlık gibidir.”

Ergenlik döneminde tüm kimyasallar ile mücadele etmek zordur. Bir elimiz hala oyuncağımızı tutarken diğer elimiz karşı cinsten birin elini tutmak ister. Anne ve babamızın kollarında değilizdir artık. Bir ayağımız evdeyken, bir ayağımız dışarıdadır. Burası tam bir Araf’tır… Yaşanılan her travma ise bir yetişkinin kaldıracağından daha fazla etkiler bizi. 

Kimyasal Kalpler isimli film, bir kaza sonrası duygusal çöküntü yaşayan bir kızla, iyi bir aileden gelen bir oğlanın ilişkisini konu alır. Grace, geçirdiği kazadan ötürü kendini suçlu hisseder, hayatı ve ergenliği sorgulamaktadır. Bu dönemde henüz tam anlamıyla olgunlaşmamış beyin yapısından ve kararlarımızı etkileyen hormonlardan bahsedilmektedir. Her şey ama her şey çok yoğundur. 

“Ergen olmanın ne demek olduğunu bir düşün. Ailen başarılı olman için baskı yapıyor. Arkadaşların yapmak istemediğin şeyleri yapman için baskı yapıyor. Sosyal medya, vücudundan nefret etmen için baskı yapıyor. Zor bir şey bu, iyi bir aileden gelen uyumlu bir çocuk olsan bile. Şimdi hayal et. Romeo ve Juliet gibi sevdiğin insanla olamıyorsun. Shakespeare gibi birçok yazarın gençler hakkında yazmalarının bir sebebi var: Genç olmak insana acı verir, neredeyse duyumsanamayacak kadar büyük bir acı.. Yaşadığımız her şey konuşulmalı, saklamak daha beter. Ergenlik yılları Araf gibi. Çocuk olmakla yetişkin olmak arasında bir yerdesin ve dünya sana olgun olmanı ve kendini ifade etmeni söylüyor ama bunu yaptığın anda sesini kesmeni emrediyor. Aslında yetişkinler, Araf’tan sağ çıkabilme şansı bulmuş olan yaralı çocuklar.”

“Gökyüzüne bakınca insanların ölü yılların külleri olduğunu hatırlıyorum.  Biz sadece kısa bir süreliğine bir araya gelen atom parçacıklarıyız ve en sonunda ayrışıyoruz. Her şey nihayete erdiğinde ve bizler hiçliğin içine savrulduğumuzda elimizde temiz bir sayfa olacak. Bütün günahlarına sünger çekilmesi gibi…”

Oğlan kızın kurtarıcısıdır, oysa kız kendine gelme sürecinde bu kurban durumundan rahatsız olmaya başlar. Oğlanın anne-babası ise harika görüntülerinin ardında gerçekten oğullarını görmüyor gibilerdir. Kendi aralarındaki ilişki yetişkin ilişkisi midir? Yoksa onlar da ergenliğin belli bir dönemine takılıp kalmışlar mıdır?  Onlar bir ebeveyn olarak çocuklara uygun yetişme ortamı sunamadıklarında çocukları çocuk olmayı, ergen olmayı, genç olmayı pas geçerek erkenden olgunlaşmak durumunda kalıyorlar.

“Ergenlikte beyninizdeki kimyasallar, sizi çocukluğun güvenli ortamından söküp alan ve yetişkinliğin vahşi tabiatına bırakan kararlar vermeye iter. Bir arkadaşım bir defasında yetişkinlerin Araf’tan sağ çıkabilme şansı bulmuş olan yaralı çocuklar olduğunu söylemişti. Sizi dışarı çıkıp dünyaya o prizmadan bakmaya teşvik ediyorum. Ebeveynlerinize, abi, ablalarınıza bakın. Sokaktan geçen yabancılara bakın. Bakın ve onların da hayatlarının bir noktasında bu koridorlarda yürüdüğünü hayal edin. Onlar da dayanılmaz yalnızlığı hissetti, onlar da dayanılmayacak kadar güçsüz hissetti, gençliğin karanlığını hissetti. Yara izlerinin çirkin veya kusurlu olduklarını düşünürüz, saklamak ya da unutmak istediğimiz şeylerdir. Ama o izler asla geçmez. Bunları yazarken, sonunda anladım ki, o izler, kırılanları anımsatan şeyler değildir. Daha ziyade yaratılanları anımsatır.”

Çiftimizin ilişkisi ise bir sarkaç gibidir bir o yana bir bu yana savrulur. Ne zaman yakınlaşsalar, bir tetiklenme Grace’i kaderli meselesine çeker. Henry ne kadar alttan alsa da uzaklaşmayı engelleyemez. Sonra Grace’in ‘hayatta kalan’ parçalarından biri gelir ve her şey düzeliyor gibi olurken döngü kırılmaz…

 “Ergen bir insanın beyninin yetişkin birey beynine erişmeden önce bir gelişim süreci geçirir. Bu gelişim sürecinde biz doğru arayışımızı sürdürürken bağlar ve sinapslar patlıyor. Ya da yanlışı. Sevdiklerimizi, sevmediklerimizi. Kim olmak istediğimizi…” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder