“İlk iletişim yöntemimiz.
güven, korkusuzluk, huzur... Hepsi nazikçe okşayan bir parmağın ucunda. Veya dudağın değişinde. Mutluyken bizi birbirimize bağlar. Korktuğumuzda destekler. Arzuladığımız ve aşık olduğumuzda bizi heyecanlandırır. Nefes almak için havaya ne kadar ihtiyaç duyuyorsak sevdiğimizin dokuşuna da ihtiyaç duyarız. Dokunuşun önemini anlamamıştım. Özellikle onunkini... Ona sahip olamayana kadar...”
Annemizin karnındayken onun tamamen içinde ve ona dokunarak,
tekmeleyerek doğuma hazırlanırız. Normal doğum ardından süt emerek onun kalp
atışını dinler ve onunla teması sürdürürüz. Bugün yapılan sezaryen doğumların artık
küçük bir travma yarattığı ortaya çıkıyor. Anne ile kurulan ilk tensel temas
bizi ona bağlarken, bizi güven veren oksitosin
hormonu salgılanıyor. Anneye olan bağımlılığımız azaldıkça hayatımızda
babamız bize güven vermeye başlıyor. Onun koruyucu ve şefkatli eli bize
dokununca kendimize olan güvenimiz, hayata karşı duruşumuz değişir. Dokunuş
duygusal ilişkilerimizde çok önemlidir.
Oysa Five Feet Apart isimli filmde iki gencin birbirlerine dokunma şansı yoktur. Birbirlerinden
farklı ancak ikisi de ölümcül hastalıklara sahip olan bu iki genç birbirlerine
aşık olur. Aralarındaki mesafe bir bilardo ıstakası kadar olmalıdır, yani
yaklaşık 1,5 metre (five feet-beş ayak mesafe)...
Çok ciddi bir akciğer problemi ile doğan Stella, hep ölümü ensesinde hissederken
ona her zaman destek olan ablası ondan önce Tanrı’ya kavuşmuştur. Bu durumun
üzüntüsünü üzerinden atamayan Stella, diğer bir rahatsızlığı olan Will ile yakınlaşır. Çok zor şartlarda
başlayan bu ilişki, fiziksel ve zamansal kısıtlamalara rağmen sevgilerine engel
olmaz. Sevgileri tüm engelleri aşar...
Çoğu zaman hiç bir kısıtımız olmasa da sevmek ve dokunmak konusunda
ihmalkar olabiliyoruz. Ya kendi ailemizden öğrendiklerimizi uyguluyor, ya da
sonsuza kadar vaktimiz var zannedebiliyoruz. Bazen de çekiniyor, bazen de tepki
almaktan, reddedilmekten korkuyoruz... Belki de içimizdeki yaralı çocuk
engelliyor bizi. Oysa Stella’nın herkese bir mesaj veriyor...
“Eğer bunu dinliyor ve yapabiliyorsanız sevdiğinize dokunun. Hayat çok kısa...”
Güzel film avcısısınız, yorumlarınız birbirinden güzel.
YanıtlaSilÇok teşekkürler. :)
SilStella ne çok şeysin...sevgi terbiye eder seveni..ve hastalık eğer kronikse ve tedaviniz bir programa bağlıysa,ölüm kaygısını aşktan daha güzel ne izale eder ki..
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler.
Sil