Onun adı, Edison "Edson" Arantes do Nascimento...
Bilinen ismi ile Pelé... Filme göre Pelé
ismi, onunla dalga geçen çocuklar tarafından konulmuş bir isim. O, Brezilya’nın
varoşlarında büyüyen fakir bir ailenin oğlu... Henüz 9 yaşındayken, Brezilya’ya
kupa kazandırmaya söz vermiş bir çocuk... Bir değil tam üç Dünya Kupası ile
kırılması zor bir rekoru elinde tutan bir efsane...
Pelé, belki de hem en çok tanınan, hem de en çok sevilen futbol yıldızlarından
biridir... Peki 17 yaşındaki Pelé, ailesindeki imkansızlıklara rağmen, nasıl Brezilya
Milli Takımı’na seçilmiş? Hikaye tam 8 yıl önceye dayanıyor; dokuz yaşında
çıplak ayakları ile futbol oynayan Pelé, yerel bir turnuvada Santos’un
yöneticilerinden birinin dikkatini çeker. Bu kişi Pelé’nin ailesine kartını
bırakır. Bir süre, bu kişiyi kimse aramaz. Ancak anne daha fazla dayanamaz ve
bu kişi ile irtibata geçer. Böylece, Pelé, Santos’un alt yapısında çalışmaya
başlar. İsyankar ve biraz da öfkeli olan Pelé’nin en büyük destekçisi
babasıdır.
Anne, bize hayat
enerjisi verir; baba ise bu enerjiye hayatta yön verdiren kişidir.
Görünen o ki, maddi imkanlar olmasa da, Pelé, anne ve
babasından gerekli desteği almıştır... Babası ona meyveler ile top kontrolünü
geliştirmesi sağlarken, diğer yandan öğütler verir:
“Eğer profesyonel olarak oynayacaksan, kim olduğun konusunda utanma hakkın yok.” “Zamanla kavganın kendisine güvenmeyen insanların çözümü olduğunu anladım.”
Pelé, hem Santos takımında, hem de Brezilya milli takımında başlarda
zorlanır. Takımı Avrupalılar gibi oynatmaya çalışan teknik adamlar, Pelé’yi
olmadığı bir kalıba sokmaya çabalarlar. Öyle anlar gelir ki, Pelé zihnini
boşaltır ve topla bir olmuş bir şekilde
bildiği tarzı ile oynar... Hem de çok genç olmasına rağmen... Hikayenin gerisini
herkes biliyor; kariyerinde 1283 gol ile sıra dışı bir rekor...
Pelé: “Her şeyi muhteşeme çeviren, bizim anormalliğimizdi.”
“İnsanlar senin oyunun hakkında kötü şeyler söylerse, hiç
bir zaman gücenmeye, kulak asmaya hakkın yok!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder