“İşimiz güzel sanatlar... Güzel sanatlar, ne demekse? Sorun
kelimelerde. Kelimelere güvenmeyin. Kelimeler yalan söyler. Kelimeler tuzaktır.
Bakacağız, hissedeceğiz, göreceğiz, öğreneceğiz.”
Bir resim bin kelime değerinde midir?
İşte bu film, alkol problemi olan bir edebiyat öğretmeni ile
fiziksel hastalığı olan ressam öğretmen arasındaki savaşın özündeki sorudur.
Edebiyata aşık olan Jack'in görüşleri şöyledir:
“Kelimeler bütün bir ülkeyi başlatır, sonra da savaş zamanında korur, sonra da onu daha iyi hayal eder, daha iyi yapar. Kelimeler yapar bunu, resimler değil. Kelimeler...”
Önceleri küçük çekişmeler şekiller ilişki, savaşa, daha sonra da sevgiye
dönüşecektir.
Peki, kazanan kimdir? İkisi de değil... Resimler de, kelimeler
de insanların kendilerini ifade etmek için kullandıkları yollardır... Ne kadar
iyi olursa olsun, her bireyin algılayacağı farklıdır. Bunu dikkatlice
düşünelim... Resimlerin hissettirdikleri tartışma götürmeksizin görecelidir,
peki ya kelimeler. Kelimelerin ne anlama geldiğini bilmiyor mu? Bir
çiçek dediğimizde aklımıza ne geliyor, sevgi, öfke dediğimizde? Kendi deneyim
ve bilgilerimiz ışığında değerlendirebilir ancak. Bu da kişiden kişiye değişir. Taoizm’de, 'Tao Tao değildir' denir... Tanrı manasına gelen Tao kelimesini kullandığınızda anlatmaya
çalıştığınız objeyi kısıtlamış, tanımlamış, etiketlemiş olursunuz... Bu sebeple kelimeler çok kısıtlıdır. Ancak ayı gösteren parmak gibi, anlatmaya çalışılan noktayı işaret ederler. Bu işareti takip etmek, kendi yolunu bulmak okuyucuya kalır.
Kelimeler ve resimlerin işaretle gösterdiğini sessiz bir zihinle, sadece sezgilerimizle buluruz, algılarız, fark ederiz... Paylaşmayı arzuladığımızda, biz de içimizdekini yazıya, resme, heykele dökeriz... Başkalarının ne anlayacağına veya beğenip beğenmemelerine aldırış etmeden son derece özgün bir sonuç çıkar ortaya...
Kelimeler ve resimlerin işaretle gösterdiğini sessiz bir zihinle, sadece sezgilerimizle buluruz, algılarız, fark ederiz... Paylaşmayı arzuladığımızda, biz de içimizdekini yazıya, resme, heykele dökeriz... Başkalarının ne anlayacağına veya beğenip beğenmemelerine aldırış etmeden son derece özgün bir sonuç çıkar ortaya...
“Her sanatçı dünyayı kendinin yapar ve bunu yaparken onu
yüceltir. Ve bunu yaparken bizi yüceltir, bize daha geniş bir görüş verir. 'Sanat dünyanın bildiği en etkileyici
bireysellik modudur.' demiş Oscar Wilde... Proust sadece sanat sayesinde
kendimizden dışarıya çıkabileceğimizi söylemiştir. Sanatçılar bize bu görüşü
verdiler çünkü bize kelimeler ve resimler yoluyla kendilerini verdiler. Ve
bütün söyleyebileceklerimiz... Hissettiğimiz şey tasvir edilemez. Böyle bir
sanatçının değeri de, yetenekleri, enerjileri ve vizyonları sayesinde kendimizi
iyi hissetmemizi sağlarlar. En iyisi
olmamızı sağlarlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder