18 Eylül 2014 Perşembe

The One I Love


İnsan beyni bencildir; ben merkezlidir... Bu çok doğal, çünkü görevi bedeni hayatta tutmak ve yaşamın devamını sağlamak yani üremek. Buna bir de zihnin kendine özel bir kimlik yaratmasını da eklersek ben merkezcilik pekişmiş olur.

Derken bir gün nereden geldiğini bilmediği bir sevgi hisseder insan, ama zihin boş durur mu? Bunu bir üreme fırsatı olarak görüp sevgiyi destekleyen hormonlarla sevgiyi bir tutkuya çevirip “ben” bu sefer “O” olur... Kendini unutur, varsa yoksa aşık olduğu kişi...
Bu dengesiz durum hormonların son kullanma tarihleri bittiğinde tekrardan normale döner. “O” gider yerine “ben” geri gelir. Bu arada sevgi tohumlarını iyi atmamışsa çiftler birbirlerini seviyor olsalar da çok fazla kendi taraflarında olurlar... Bu da bir ayrıma sürükleyebilir ilişkiyi...


Derken bir bakmışlar ki fiziksel veya ruhsal olarak ilişkiyi terk etmişler. Geriye dönmek, o ilk günlerdeki gibi olmak isterler. Ama anı bırakıp geçmişe gitmek bir fayda vermez...

The One I Love, işte bu durumda olan bir çifti konu alıyor. Terapistlerinin önerisi bahçeli bir villada tatile çıkan çiftimizin başına tuhaf şeyler gelmektedir. Evin bahçesindeki misafirler için hazırlanmış kısma girdiklerinde eşlerinin bir benzeri ile karşılaşırlar. Bu sanal gibi duran eş, tam da karşı tarafı anlayan ve hoşgörülü olan versiyonu gibidir...Her ikisi de bir süre sonra sanal olan eşlerini görmeyi arzulamaya başlayınca olaylar karışır...

Malcolm McDowell’ın oğlu Charlie McDowell’ın yönettiği filmde baş rolleri Mark Duplass ve Elisabeth Moss paylaşıyor. Mark Duplass Safety Not Guaranteed filmindeki oyunculuğu ile dikkati çeken bir aktör.


İlişkilerin beraberce Anı yaşayarak sevgiyle ilerlemesi için, karşılıklı değişimlerin farkına varmak mı, bunları paylaşmak mı, karşı tarafın gözünden bir parça durumu analiz etmek mi önemli?

Tüm bunlar ilişkilerde sağlıklı bir denge oluşturur mu?

Ya eğer, zihin olmadığımızı fark etsek, sevgiye mazeretler, nedenler aramasak... Kalkanlarımızı indirip kendimizi sevgiye açıp, içimizden geldiği gibi davransak, nasıl olurdu?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder