Yeni yılda
yeni bir dünya yaratmak mı?
Bunun için yeni
alışkanlıklar, yeni bakış açıları, yeni bir algı mı gerekiyor?
1. Başınıza Gelenlerin Sorumluluğunu
Almaya Hazır mısınız?
Her şeyin
kaynağı sizsiniz. Dışarıda hiçbir gerçek bir bahane ve neden yok. Bu sebeple
dışarıda olanı siz yaratırken, bunun hayrından faydalanmamayı seçerseniz, benzer
olaylar başınıza gelmeye devam edecek.
Her konuda
çözümü içimizde aramak nasıl olurdu? Bahaneleriniz olmasaydı kim olurdunuz? Dışarıda bulduğunuz nedenlere tutunmanın değeri nedir?
Zihnimizi
içe dönük düşünmeye alıştırmaya ne dersiniz?
2. Gücünüzü Kabul Edip Alır mısınız?
Başınıza
gelenleri ve zihninizi gözlemlediğinizde, içe dönüp baktığınızdaki algınız ve
dolayısıyla farkındalığınız artacaktır. Bu da kendi
seçimlerinizi yapmanıza ve bu seçimlerin doğrultusunda Dünya’nızı oluşturmanızı
sağlayacaktır. Kimse sizi
üzümez, kimse sizi korkutamaz; çünkü artık üzülmeyi veya korkmayı seçmiyorsunuz
demektir.
Gücünüzü ve
kendi kontrolünüzü ele almaya hazır mısınız?
3. Değişimle Barışmaya Hazır mısınız?
Farkında
olmayan bir zihin değişiklikten nefret eder. Zihin bedeni hayatta tutmak için tüm
gelecekle ilgili kendini güvende hissetmek ister. Bu da değişiklikten
kaynaklanabilecek bir belirsizliğe karşı olacağı anlamına geliyor.
Gerçeğe
baktığımızda, bilim en katı gibi gözüken maddenin bile titreştiğini ve
enerjiden oluştuğunu ve her enerjinin bir şekilde diğer enerjiler ile ilişki
halinde olduğunu söylüyor.
Bir insanın
tüm hücrelerinin tamamen değişmesi yaklaşık yedi sene sürüyor. Hayatta kalmak için evrim ve değişim
kaçınılmaz!
Gelişim için
değişimle yaşamaya hazır mısınız?
Sri Prem Baba’nın dediği gibi değişim döngüsü
içinde yıkım pozitif bir şeydir. Yıkımın kolay veya zor olması bu dünyada
tutunduğumuz şeylerin miktarına bağlıdır. Ne kadar çok şey tutuyorsak o kadar
değişim zordur. Tutunduklarımız bariz ve somut olabileceği gibi, bu bir düşünce
kalıbı, temel inanç da olabilir.
Bazen büyük
kayıpların ardından müthiş değişimler, gelişmeler veya uyanmalar meydana gelir.
Artık ‘kaybedecek bir şey’
kalmadığını gören mağlup zihin veya egodan bağımsız bir ana ulaşırız.
4. Başkalarını Mutlu Etmek mi?
Başkalarını
mutlu etmek isteğinin temelinde kendinizle ilgili mükemmel olmalıyım kalıbı
yatıyor olabilir. Vesile
olmakla, başkasını mutlu etmeyi karıştırıyor muyuz? Başka
birinin mutlu olması sadece onun kendi seçimi değil midir? Birinci maddede belirtildiği gibi herkes ancak kendisi için bir seçim
yapabilir.
Ayrıca
bakalım mutlu olmayı gerçekten seçiyor mu?
5. Korku mu?
Zihnin en
büyük korkusu ölüm korkusudur. Bu da varlığının sonu demektir. Var olmak için
kendini duygu ve düşünceler ile tanımlamaya çalışır... Kılıfı ne olursa olsun
içi aynıdır.
Kendinizi gözlemlediğinizde
duygu ve düşüncelerin yerini algı ve farkındalık alır. Korkudan ve diğer
bağımlılıklarınızdan özgürleşirsiniz.
Bir şeyden
kurtulmaya çalışmak işe yaramaz.
Sadece fark etmekle onu algılar, ve artık numarası ortaya çıkmış bir sihirbaz vardır karşınızda.
Sadece fark etmekle onu algılar, ve artık numarası ortaya çıkmış bir sihirbaz vardır karşınızda.
6. Hikayeleri Hepimiz Seviyor muyuz?
Byron
Katie’nin dediği gibi kendinizle ilgili herhangi bir hikaye egonuzun gıdasıdır. Geçmişe takılıp kalmanın, hikayelere,
inançlara, düşüncelere tutunmanın faydası nedir? Başınıza
gelenleri algılamak, fark etmek ve öğrenmek için tüm bakış açılarına
sahip olmak ister misiniz? Başınıza
gelenler için sebebi dışarıda aramak yerine dönüşmeyi seçmeyi ister misiniz?
Olumlu veya
olumsuz yargılardan uzak durmak, Mevlana’nın
dergahı gibi sadece olanı alıp kabul etmek demektir... Gelecek için
plan yapmak ama ona tutunmamak demektir...
7. İlk Denemede Vazgeçiyor musunuz?
Hataları
fırsat olarak değerlendirmek, yılmamak, tekrar tekrar deneyerek elektriği
keşfetmek sanırım en çok duyduğumuz şeyler. Haydi
uygulayın o halde!
8. Kendinizi Yalnız mı Hissediyorsunuz?
Hayatınızda
yer alan insanlar, alıştığınız aktiviteler, rutinler birer birer çözünüyor mu? Sanki ayaklarınızın altından tüm zemin çekilmiş mi? Boşlukta mı kaldınız? Duyguların olmaması sizi donuk mu
hissettiriyor?
Sadece devam
edin...
9. “Anne-Baba olunca anlarsın” mı?
Biz onların
sorumluluğunda, çocuklarımız, eşimiz, kardeşimiz ve hatta bazen çalışanımız,
şirketimiz, arkadaşımız bizim sorumluluğumuzda... Kim söyledi bunu? Çocukların
bedenlerine bakıp onların ‘sizin’ olduğunuzu mu düşüyorsunuz?
Mümkünse besleyin,
fiziksel olarak barınak sağlayın ve erdemli olmayı anlatın...
10. Hemen Sonuç mu Bekliyorsunuz?
Evrende tek
başımıza değiliz... Her şeyin yerine oturması ve yerleşmesi için bir süreye ihtiyaç var. Hayalini kurduğumuz noktaya hiç de tahmin etmediğimiz bir yoldan varırız.
Yoldaki sürprizlerin keyfini
çıkartmaya ve Alice gibi yolunuza çıkan bilmeceleri çözmek için seçimler yapmaya gönüllü müsünüz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder