30 Aralık 2013 Pazartesi

Yeni Yıla Hazır Mısınız?


Yeni yılda yeni bir dünya yaratmak mı?

Bunun için yeni alışkanlıklar, yeni bakış açıları, yeni bir algı mı gerekiyor?

1. Başınıza Gelenlerin Sorumluluğunu Almaya Hazır mısınız?

Her şeyin kaynağı sizsiniz. Dışarıda hiçbir gerçek bir bahane ve neden yok. Bu sebeple dışarıda olanı siz yaratırken, bunun hayrından faydalanmamayı seçerseniz, benzer olaylar başınıza gelmeye devam edecek.

Her konuda çözümü içimizde aramak nasıl olurdu? Bahaneleriniz olmasaydı kim olurdunuz? Dışarıda bulduğunuz nedenlere tutunmanın değeri nedir?

Zihnimizi içe dönük düşünmeye alıştırmaya ne dersiniz?

2. Gücünüzü Kabul Edip Alır mısınız?

Başınıza gelenleri ve zihninizi gözlemlediğinizde, içe dönüp baktığınızdaki algınız ve dolayısıyla farkındalığınız artacaktır. Bu da kendi seçimlerinizi yapmanıza ve bu seçimlerin doğrultusunda Dünya’nızı oluşturmanızı sağlayacaktır. Kimse sizi üzümez, kimse sizi korkutamaz; çünkü artık üzülmeyi veya korkmayı seçmiyorsunuz demektir.

Gücünüzü ve kendi kontrolünüzü ele almaya hazır mısınız?


3. Değişimle Barışmaya Hazır mısınız?

Farkında olmayan bir zihin değişiklikten nefret eder. Zihin bedeni hayatta tutmak için tüm gelecekle ilgili kendini güvende hissetmek ister. Bu da değişiklikten kaynaklanabilecek bir belirsizliğe karşı olacağı anlamına geliyor.

Gerçeğe baktığımızda, bilim en katı gibi gözüken maddenin bile titreştiğini ve enerjiden oluştuğunu ve her enerjinin bir şekilde diğer enerjiler ile ilişki halinde olduğunu söylüyor. 
Bir insanın tüm hücrelerinin tamamen değişmesi yaklaşık yedi sene sürüyor.  Hayatta kalmak için evrim ve değişim kaçınılmaz!

Gelişim için değişimle yaşamaya hazır mısınız?

Sri Prem Baba’nın dediği gibi değişim döngüsü içinde yıkım pozitif bir şeydir. Yıkımın kolay veya zor olması bu dünyada tutunduğumuz şeylerin miktarına bağlıdır. Ne kadar çok şey tutuyorsak o kadar değişim zordur. Tutunduklarımız bariz ve somut olabileceği gibi, bu bir düşünce kalıbı, temel inanç da olabilir.

Bazen büyük kayıpların ardından müthiş değişimler, gelişmeler veya uyanmalar meydana gelir. Artık ‘kaybedecek bir şey’ kalmadığını gören mağlup zihin veya egodan bağımsız bir ana ulaşırız.

4. Başkalarını Mutlu Etmek mi?

Başkalarını mutlu etmek isteğinin temelinde kendinizle ilgili mükemmel olmalıyım kalıbı yatıyor olabilir. Vesile olmakla, başkasını mutlu etmeyi karıştırıyor muyuz? Başka birinin mutlu olması sadece onun kendi seçimi değil midir? Birinci maddede belirtildiği gibi herkes ancak kendisi için bir seçim yapabilir.

Ayrıca bakalım mutlu olmayı gerçekten seçiyor mu?


5. Korku mu?

Zihnin en büyük korkusu ölüm korkusudur. Bu da varlığının sonu demektir. Var olmak için kendini duygu ve düşünceler ile tanımlamaya çalışır... Kılıfı ne olursa olsun içi aynıdır. 
Kendinizi gözlemlediğinizde duygu ve düşüncelerin yerini algı ve farkındalık alır. Korkudan ve diğer bağımlılıklarınızdan özgürleşirsiniz.

Bir şeyden kurtulmaya çalışmak işe yaramaz.
Sadece fark etmekle onu algılar, ve artık 
numarası ortaya çıkmış bir sihirbaz vardır karşınızda.

6. Hikayeleri Hepimiz Seviyor muyuz?

Byron Katie’nin dediği gibi kendinizle ilgili herhangi bir hikaye egonuzun gıdasıdır. Geçmişe takılıp kalmanın, hikayelere, inançlara, düşüncelere tutunmanın faydası nedir? Başınıza gelenleri algılamak, fark etmek ve öğrenmek için tüm bakış açılarına sahip olmak ister misiniz? Başınıza gelenler için sebebi dışarıda aramak yerine dönüşmeyi seçmeyi ister misiniz?

Olumlu veya olumsuz yargılardan uzak durmak, Mevlana’nın dergahı gibi sadece olanı alıp kabul etmek demektir... Gelecek için plan yapmak ama ona tutunmamak demektir...

7. İlk Denemede Vazgeçiyor musunuz?

Hataları fırsat olarak değerlendirmek, yılmamak, tekrar tekrar deneyerek elektriği keşfetmek sanırım en çok duyduğumuz şeyler. Haydi uygulayın o halde!


8. Kendinizi Yalnız mı Hissediyorsunuz?

Hayatınızda yer alan insanlar, alıştığınız aktiviteler, rutinler birer birer çözünüyor mu? Sanki ayaklarınızın altından tüm zemin çekilmiş mi? Boşlukta mı kaldınız? Duyguların olmaması sizi donuk mu hissettiriyor?

Sadece devam edin...

9. “Anne-Baba olunca anlarsın” mı?

Biz onların sorumluluğunda, çocuklarımız, eşimiz, kardeşimiz ve hatta bazen çalışanımız, şirketimiz, arkadaşımız bizim sorumluluğumuzda... Kim söyledi bunu? Çocukların bedenlerine bakıp onların ‘sizin’ olduğunuzu mu düşüyorsunuz?

Mümkünse besleyin, fiziksel olarak barınak sağlayın ve erdemli olmayı anlatın...

10. Hemen Sonuç mu Bekliyorsunuz?

Evrende tek başımıza değiliz... Her şeyin yerine oturması ve yerleşmesi için bir süreye ihtiyaç var. Hayalini kurduğumuz noktaya hiç de tahmin etmediğimiz bir yoldan varırız.

Yoldaki sürprizlerin keyfini çıkartmaya ve Alice gibi yolunuza çıkan bilmeceleri çözmek için  seçimler yapmaya gönüllü müsünüz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder