30 Nisan 2012 Pazartesi

Üç Boyutlu Eğitim



Size bir sunum yapıldıktan sonra, zihnimiz gördüklerinin %80’ini, yazılı malzemenin %20’sini, duyduklarının ancak %5’ini aklında tutabiliyor. Hele bir de anlatılmak istenen objenin İki boyutlu yansıması ise, zihin de bunu bu şekilde hatırlıyor.

Haftasonu katıldığım Üç Boyutlu Eğitim Konferansında (3ducation Eğitim ve Teknoloji Konferansı), öğrencilerin ilgisini çekmek, daha iyi anlamalarını sağlamak ve en önemlisi öğrendiklerinin “akılda kalmasını” sağlamak için tasarlanmış Üç Boyutlu Eğitim İçeriklerini izledim.

En çok aklımda kalan, deneyimlerinden sonra bir öğrenciye sorulan soruya verilen cevap:
  • “Gerçek bir hücreye mi bakmak istersin, yoksa Üç Boyutlu Animasyonuna mı?”
  • 'Animasyona'
  • “Neden?”
  • 'Daha Gerçek'


Neden animasyon daha gerçek? Bir kalbin içerisinde kanı akışını, hücrenin yüzlerce kat büyütülmesini, dinazorların koşularını, Istanbul’un fethini, şeffaf olan hava ve suyun akışlarını, yıldırımın nasıl oluştuğunu üç boyutlu canlandırabiliyoruz.
Bunlar gerçek objelerde gösteremeyeceğiniz detaylar.


Üç boyutlu eğitim alan bir grup ev ödevlerini üç boyutlu yapıp getirirken, bu eğitimi almayan öğrencler iki boyutlu resim çizip ödevlerini getiyorlar. Bu, üç boyutlu eğitimin hayal gücümüzü, anlama düzeyinimizi ne kadar geliştirdiğinin bir göstergesi.

Bu gerçeğin ötesinde bir durum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder