“Ruhum bedenimin içinde sınırlanmış değildir, bedenim ruhumun sonsuzluğu içinde sınırlanmıştır.” – Jim Carrey
Jim Carrey gibi olduğunuzu hayal etsenize...
Dünyanın en başarılı komedi oyuncularından birisi, uzun boylu ve dünyaca ünlü bir kişisiniz. Bir çoklarımızın peşinde olduğu para, ün, şan şöhret ve fiziksel görünüş onda mevcut. Ancak o tamamlanma duygusu diye tabir ettiği kavramın, kendini bilmenin bunlarda yatmadığını anlatıyor. Kim olduğunu ve bir olduğunu hatırlamak...
Dünyanın en başarılı komedi oyuncularından birisi, uzun boylu ve dünyaca ünlü bir kişisiniz. Bir çoklarımızın peşinde olduğu para, ün, şan şöhret ve fiziksel görünüş onda mevcut. Ancak o tamamlanma duygusu diye tabir ettiği kavramın, kendini bilmenin bunlarda yatmadığını anlatıyor. Kim olduğunu ve bir olduğunu hatırlamak...
En önemlisi de bu farkındalığımızın diğerleri ile paylaşarak
daha fazla kişiyi bu kısır döngüde olan rüyalarından uyandırmak. İşte bu
Carrey’e göre yapabileceğimiz en büyük yatırım. Zihnin ürettiği ile korku ile
beslenen bu rüyada zihin ve projekte ettiğimiz hayat bizi gürültüye boğar. Bu
gördüklerimizi sanki biz yansıtırız ve bize her türlü delili sunar bu oynanan
senaryo. Ne zaman ki içimize döner,
sessizliği deneyimleriz, o zaman kim olduğumuzu hatırlarız.
İşte o an şimdidir. Şimdinin ve kendi içimizde korkuya yer
yoktur. Geçmişteki olaylara takılıp gelecek hakkında endişe etmeyi bırakırsak
korku erir gider, ve çelişkili gibi gözükse de korktuğumuz şeyleri düşünmeyi
bıraktığımız için bunları hayatımızda yaratmayı bırakırız. Korkunun tersi
sevgidir... Evreni birbirine bağlayan sevgi. Sevgi kaynaklı dilediğimiz her şey
bize çok uzakmış gibi gözüküyor. Öyle ki bunu Evren’den talep bile etmiyoruz. Carrey’in
dediği gibi:
“Evren’den talep edin! Hayat başınıza gelen bir şey değil, sizin için olan bir şey.”
Peki ne yapalım? Bir çok kitapta yazıldığı ve pratikte
yapıldığı gibi olumlu düşünüp bunun hakkında konuşup, boyuna paylaşımlarda mı
bulunalım? Aksiyona geçin!
Kendinize şu soru ile başlayın: “Gelecek sene öleceğinizi
bilseydiniz, bugün ne yapardınız?
Ve bunu neden yapardınız?” Ne yapacağınıza
karar verin ve harekete geçin. Nehre atlar gibi, hem bedeniniz atladığınızda ne
yapacağını bilir, hem siz geçmiş ve gelecek ile uğraşmayı bırakıp anda
olursunuz, hem de sizin ötenizde izin verirseniz sizi alıp götürecek büyük bir
şeyin parçası olduğunu anlarsınız. Bu anlayış özgürlüğün kapılarını açar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder