15 Temmuz 2022 Cuma

Generational Sins

“Ben senin annenin ve ölüyorum. Senin yaşlandığını görmek isterdim. Zamanı geldiyse ben hazırım. Beni daha sonra takip edemeyeceğin bir yere gitmiyorum. Yaşam zordu. Ancak ölmek kolay olacak… Bunu takmanı istiyorum. Buna baktığında benim bulduğum huzuru bul. Geçmişinle yüzleş.”

Annesinin ölmeden önceki son vasiyeti, kardeşini doğduğu eve götürmesidir. Drew için bu imkânsız bir iştir. Yıllar önce onu çocukken döven babasını terk etmiş ve bir daha dönmemiştir. Terk ettiği sadece babası değil, annesi, kardeşi ve kız arkadaşıdır. 20 yıl sonra oraya dönmek onun için kâbus gibidir.

Kardeşi ile çıktıkları bu yolculukta onu tatlı bir sürpriz bekler, öte yandan içindeki öfke, geceleri gördüğü rüyalar sanki zamandan bağımsız bir şekilde uzayın boşluğuna takılı kalmış gibidir. Çocukken yaşadığı şiddet, Tanrı’yı sorgulamasına sebep olur. Neden Tanrı, küçük bir çocuğun dayak yemesine izin vermiştir? Aklı almıyordu.



Yıllarca kaçmış, unutmaya çalışmıştı. Ancak hiçbir faydası olmamıştı. Kendi sözleriyle; kaçtıkça daha da karanlığa bürünmüştü. Öfkesi de onun hayat kalitesini düşürmekteydi. Kardeşinin de ona kırgınlığı vardı; kardeşini yalnız bırakıp gitmişti. 

Tüm hesaplaşmalar bittiğinde, öfke çıktığında artık daha özgür biriydi.
Doğduğu evde o da çocuk büyütecekti… O, biraz farklı yapacaktı.

2 yorum:

  1. Çok sevdim, harika bir filmdi. Benim önerimde Virgin Mountain. Çok sağolun, harika bir film izledim 🙏🙏🙏

    YanıtlaSil