8 Aralık 2020 Salı

Farkındalık

Son zamanlarda çoğumuzun ağzına sakız olmuş sözcüklerin başında yer alıyor ‘farkındalık’ kelimesi. Hatta ‘Farkındalığınız pek yüksek’ gibi söylemlere de rastlamak mümkün. Pek çok yeni kelimede olduğu gibi bu kelime de tam olarak özümsenmeden günlük konuşma dilimize giriveriyor. Oysa bu kelime yabancı bir kelime değil. İngilizce ‘Awareness’ sözcüğünün Türkçe karşılığı… Fiil hali, fark etmek. Dolayısıyla iş, fark etmek ile başlıyor. Farkındalık, fark etmek ile oluşuyor. O zaman neyi fark etmemiz gerekir? 

Neyi Fark Edeceğiz?

Her şeyin kökeni zihnimiz…

Zihin yüzbinlerce yıldır bizi hayatta tutmaya çalışırken, beynimizi en verimli – yani en az enerji harcayarak – kullanmanın yollarını keşfetmiştir.

86 milyar nöron barındıran bu muazzam ağ, bedene giren oksijenin yaklaşık %20’sini harcar. Bu sebeple her dakika bilinçli bir şekilde düşünmek ve karar vererek son derece masraflıdır. Zihin geçmişten gelen bilgi ve deneyimler ile bize otomatik düşünce ve davranış kalıpları yaratarak fazla enerji tüketimini engeller.

Tüm bu otomatik pilot, bir süre sonra hayatımıza yön vermeye ve temel düşünce şeklimizi ve alışkanlıklarımızı belirler. Her şeyi kendi çerçevemizden görmeye başlarız. Bu filtreleme sistemine ‘Dar-görüşlülük’ diyebilirsiniz. Bu sistemi besleyen bilgi ve deneyimler önce ailemizden sonra da içerisinde yaşadığımız topluluklardan gelir. İçgüdüsel olarak bu topluluklara ait hissetmek isteriz. Bunun da temelinde hayatta kalmak vardır.

Öyleyse ilk adım bu oto-pilot sistemi fark etmektir, sorgulamaktır. Durmak ve izlemektir. Fiziksel olarak duramasak da, içsel olarak bir adım geriye çekilip zihni gözlemlemek - ki bu meditasyondur. Zihnin nasıl başka fikirleri kendine tehdit olarak gördüğünü ve mevcut düşünce yapısına nasıl sadık olduğunu fark etmek, farkındalığın en önemli adımıdır. Bebekken zincirlenen ve büyüdüğünde ayağında bir zincir olmamasına rağmen bir yere gidemeyen fil gibi, biz de zincirlerimizi fark ettiğimizde artık adım atmaya, gönlümüzün götürdüğü yere gitmeye ve gönülden gelenle fark yaratmaya başlayabiliriz. 

Ben Kimim?

Sessiz bir şekilde gözlemleme bizi bambaşka bir bakış açısına götürür. Her durumun, olayın, kişinin ardında olana bakmaya ve anlamaya yol açar. Bu durum, bir araştırmacı gibi her şeyi kurcalamanın ötesinde bize derin anlayış sağlar. Evrendeki hiç durmadan hareket halinde olan ve birbirini etkileyen sistemleri fark ederiz.

Hiçbir şeyin kişisel olmadığını gördüğümüzde hayatın bu derin anlayışı ile uyumlu hale geliriz. Büyük bir sistemin bir parçası olduğumuzu kavramak bize güç verir. Sınırlı da olsa içerisinde bulunduğumuz sistemde özgür irademizi keşfederiz. Savaşlar biter, uyum sağlama güdüsü, bir şey olma zorunluluğu, bir şey başarma arzusu kaybolur.

Sadece nihai bir soru kalır geriye: Ben kimim? 

2 yorum:

  1. Merhaba

    Bloggerlar olarak telegram grubunda buluştuk, yazılarımızı ordan paylaşıyoruz, daha fazla kişiye ulaşıyoruz. Telegramda kimseye numaranızı vermiyorsunuz zaten google plus grupları gibi düşünün. Grubun adı Blogger Türkiye. Eğer katılırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil