2 Temmuz 2017 Pazar

Milton’s Secret - Milton'un Sırrı

Korku Gezegeni’ndeki herkes yeterlilik konusunda endişe duyuyor. Yeterince kazanıyor muyum? Yeterince iyi miyim?..”
Milton’un Sırrı, Eckhart Tolle’ün aynı isimli resimli çocuk kitabından esinlenerek beyaz perdeye aktarılmış bir film. Her ne kadar kitabı daha başarılı olsa da, film fazla didaktik olmadan bir hikayeye bağlanmaya çalışılmış ancak sıradanlığın ötesine geçilememiş.

Milton’ın annesi ve babası aldıkları lüks arabaları ve evlerini ellerinde tutmak için kıyasıya çalışırlar. Annesi emlakçılık yaparken, babası ise borsa ile meşguldür. Anne ve babanın yaşadıkları gelecek kaygısı, önce kendi aralarındaki ilişkiyi bozar, sonra bu durum tek çocuk olan Milton’u olumuz etkiler. Tam bu sırada hayatla son derece barışık olan dedesi, çocuğun adeta imdadına yetişir. Huzurlu, neşeli ve bilge bir dedesi vardır. Dedesi arka bahçelerine hayat vermekle işe başlar. Sonra da Milton’a öğütler vermeye...
-Nasıl olur da kedim her daim mutlu? *İnsanların yaptığının aksine kediler ne olursa olsun dünü geride bırakabiliyorlar. Gelecek hafta için endişelenmiyorlar. Sadece buradalar.”
Dedesi Milton’un zihnini meşgul eden düşünceleri fark eder... “Onlar misafir gibidirler, eninde sonunda giderler...” diyerek kalbine güvenmesini telkin eder. Mevcut halinin aksine, eskiden böyle bir adam değildir. Kızına bir kez bile sarılmamış bir babadır. Bu konuda kendini affetmeye uğraşmaktadır. Babasından sevgi ve güven alamayan kızının hayata güvenmesi zordur. Kızının olanı olduğu gibi görmesi ve kabul etmesi gerekir. Bu olduğunda artık hayattan almaya ve ona güvenmeye başlayabilir.


Bu arada Milton’un komşusu olan arkadaşı Carter, ailesinden hiç sevgi alamayan bir çocuktur. Carter tüm olaylara şahit olan Milton’u tehdit eder ve herkese sataşır. Carter’ın babası ise gençliğinde ünlü bir sporcu iken sakatlanmış ve kariyerine erken veda etmiştir. Bu olay onu derinden etkilemiş ve asabi bir adam haline gelmiştir. Onun davranışlarını elbette ki temize çıkarmaz; ancak kurbanların kurbanı olduğumuzu anlarız... Hiç bir şey kişisel değildir. Her kişinin ardında kendi ailesinden miras kalan kader vardır. Bunu anladığımızda ve kabullendiğimizde, ironik bir şekilde hayatımızı yaşayacağımız bir şekilde özgürleşmeye başlarız; geçmişimizden özgürleşiriz...
Milton’nun Dedesi: “Çocukken, çocukça konuşur, çocukça düşünürdüm, büyüdükçe çocukça şeyleri bıraktım...”
Şimdilerde ise Milton’un dedesi dilediği gibi yaşarken, anne ve babası tam bir ciddiyet abidesi olarak endişelerinin içinde boğulmak üzere olan bir çifti oynamaktadırlar. Milton onlara yardım edebilmek için kimyasal maddelerden altın yapmaya çalışır. Yazın için çalışma planları yapar. Ebeveynlerini dertlerinden kurtarmak ister; bir çocuk için ebeveynleri çok önemlidir... Onlardan sevgi alamadığında, onlarda eksik olanı tamamlamaya çalışır... Fiziksel olarak olmasa da, içsel olarak bu böyledir
“Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan, eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinmezsen... (Eğer - Rudyard Kipling)  

Milton’un okuldaki sınıf öğretmeni onlara standardın dışında bir bakış açısına sahip olabilmeleri için onlara güvenli bir ortam oluşturur... Onlarla Kipling’in şiirlerinden örnekler verir ve şiirler üzerinde tartışırlar. Sene sonunda ise onları bireysel konuşmaları için onları cesaretlendirir. İşte Milton’un sene sonu konuşmasından bir kısım:
“Konuşmak istediğim savaş, hepimizin askeri olduğumuz savaş. Birbirimizle sürekli kavga halindeyiz; kin tutuyoruz, birbirimizin ardından korkunç şeyler söylüyoruz. Büyük savaş. Herkes yaralı halde dolaşıyor. Ben de yaralandım ve bu can yakıyor. Tekrar yaralanmakla ilgili o kadar üzgün o kadar endişeliydim ki başka hiçbir şey yapamadım. Tam içimde gittikçe şiddetlenen bir iç savaş vardı. Sonra dedem geldi. Ve bana savaşı nasıl bitireceğimi öğretti. Bir deney kabı olduğunuzu düşünün. İçine ne koymayı seçerseniz işte o sizsiniz. Kabınızı korku ve nefretle doldurur, üzerine geçmiş ve gelecek endişelerinizi de eklerseniz muhtemelen mutsuzluk elde edersiniz. Kabınızı sevgi ve ilgiyle doldurursanız mucizeler gerçekleşebilir. Savaşlar bitebilir. İnsanlar değişebilir. İşte sır bu...”

2 yorum:

  1. Herkes milton kadar sansli olabilir mi? Miltonun yaralarini saran,kaygilarindan arindiran bir dedesi vardi.usta öğüt vermez diyor aslında film..usta yaşatır,insan eder..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. Milton şanslı evet, ancak mutlaka herkes için bir kaynak mutlaka vardır... Hayat bir şekilde bir destek verir bize..

      Sil