27 Haziran 2013 Perşembe

Neredesin


Bir kitabı bitirmek bir kahveyi bitirmek gibi.. Ağzınızda acıyla tatlı arasında bir tat bırakıyor. Marc Levy’nin kitabı Neredesin, içi öyle çok dolu dolu bir roman olmamasına rağmen, hoş bir tat bırakıyor insanda; hem gülümsetiyor hem de dugusallaştırıyor insanı...

Kitabın ana karakteri Susan, Honduras’daki fekaletzedelere yardım amacıyla gittiği maceradan ne ruhen ne de fiziken dönebilir...

Susan’ı derinden etkileyen bu serüveni kendi anlatımıyla şöyle dile getirir:
“Ne iyiler var, ne kötüler, ne taraf var ne de neden; akıllara durgunluk veren bir felaketin göbeğinde, insanlıktan başka hiçbir şey yok. Ve imkansız bir umudun küllerinin arasından, yalnızca onların cesaretleri sayesinde hayat tekrar canlanıyor. 
Buraya, birer kurban oldukları düşüncesiyle gelmiştim, ama bana her an bundan çok başka olduklarını gösteriyorlar ve bugün bana benim onlara verdiğimden çok daha fazlasını veriyorlar.”

Honduras’taki hayatında çok zorlansa da, Susan kendini bulmaya çalışır ve arkasında bıraktığı Philip’le olan ilişkisini sadece mektuplarla devame ettirir.
Philip’in onu çok istemesine rağmen, Susan bir ilişkiye bağımlılık gözüyle bakar ve bir aile kurmaktan çok uzaktır...
“Ve insanın, bağlılık resmileştiğinde, bunun hayatında hiç düşünmediği kadar yer tutacağını keşfetmesiyle yaşadığı ilk korkular: Ya diğeri bir sabah çekip giderse korkusu, ya aramazsa korkusu; birini sevmenin en başına buyruk olanlar için bile, bağımlı hale gelmek olduğunu kendi kendine itiraf etmenin korkusu.”
Philip ise bir nevi çaresiz kendine ayrı bir hayat kurar; Mary ile Thomas adında bir çocukları olur. Burada yeni kahraman Mary ortaya çıkar ve yıllar sonra da olsa, yanayan yaşayan insanların birbirlerini sonradan keşfedebiliceklerini ispatlar...

Kitabın dili hafif, hikayesi sürükleyici... 

Son olarak, işte kitaptan bazı alıntılar:
“Neden var olan her şeyi bir kenara itip var olmayana takılırız? Neden yolunda giden şeylerin tadını çıkarmak varken yolunda gitmeyenleri önemseriz?”
“Olayları oldukları gibi görüp kendilerine ‘neden’ diye soranlar vardır. Bense olayları olabilecekleri gibi görür, kendi kendime, ‘neden olmasın’ derim!”

2 yorum:

  1. bu cümleyi o kadar çok kullanıyorum...'“Olayları oldukları gibi görüp kendilerine ‘neden’ diye soranlar vardır.' anlatamam.
    İnsanı yoruyor yine de kanıma işlemiş canım yansa da yapıyorum...
    Keyifli ve güzel bir yorum olmuş,İnşallah okuyabilirim.Notlarıma girdi.

    YanıtlaSil