19 Mart 2013 Salı

The Brass Teapot



Hiç bitmeyen bir para kaynağına sahip olsaydınız neler yapardınız?
Bir an için altın yumurtlayan tavuğa sahip olduğunuzu hayal edin. Ne yapardınız? Ona sahip olmadığınız halinizden daha iyi mi yoksa daha mı kötü olurdu?

The Brass Teapot (Pirinç Çaydanlık) isimli filmin konusu altın yumurtlayan tavuğu bulan çifti konu alıyor. Alice ve John yeni evlenmiştir. John düşük kazançlı bir işte çalışmaktadır. Alice ise birçok arayışına rağmen, bir türlü iş bulamaz. Her gün ne yiyeceklerini düşünürler ve ciddi bir maddi sıkıntı yaşamaktadırlar. Tüm bu şartlara rağmen birbirlerine sıkı sıkı bağlıdırlar ve birbirlerini severler. Belli bir dereceye kadar olumlu tutumlarından vazgeçmezler.


Bir gün, bir kamyonet onların arabasına çarpar ve kaçar. Kaza yaptıkları noktada, Alice ilginç bir dükkan keşfeder. Bu dükkanda pirinçten yapılmış bir çaydanlık vardır. Alice çaydanlığı umutsuzca arzular ve çaydanlığı çalar. Bu çaydanlığın mucizevi bir para makinası olduğunu tesadüfen öğrenirler.

Çaydanlığın için para çıkar! Ancak bir şartla: Birbirlerine veya kendilerine zarar verdikçe... Bunun sonunun kötü olabileceği öngören John çaydanlıktan kurtulmak istese de bunu başaramaz. Alice ile bir karara varırlar; bir milyon dolar biriktirip durmak. Çeşitli işkence metotları ile parayı çoğaltırlar...


Derken para harcamaya ve özendikleri zengin insanlar gibi yaşamaya başlarlar. Kıyafetler, içkiler, lüks bir araba, büyük bir ev ve hava atmak için verilen partiler. Artık harcamaları da artmış ve acılar peş peşe gelir. İş tuhaf yanı, çaydanlık cimrileşmeye başlar. Daha fazla para için daha fazla acı talep eder. Sadece fiziksel acılar değil, duygusal acılara da ödeme yapmaktadır. Alice ve John, birbirlerini ve başkalarını incitmeye başlar. Artık çaydanlık bir araç olmaktan çıkmış onları kontrol etmektedir.


Eski dostları ile arkadaşlıkları bozulurken, yeni ortamlarında da eskisi gibi keyif almazlar...




Çaydanlık mevcut kapitalist sistemin daha fazla ile beslenen yönünü temsil etmektedir. Basit ve minimalist bir hayatta mutlu bir ilişkileri varken, birilerini öldürmeyi düşünecek bir hale gelirler. Kısır döngü asla bitmez... Alice’i durdurmaya çalışan John’a verdiği cevap ise düşündürücüdür:
 “Daha fazla istemenin kötü bir tarafı yok!”
Alice ve John hırslarını bırakıp yeniden eski ve mutlu hayatlarına geri dönecek cesareti bulabilecekler mi? Zihinlerinden kalplerine giden yola çıkabilecekler mi?..

1 yorum:

  1. Keyifli bir filme benziyor. İzlenecekler listeme ekledim bile...

    YanıtlaSil